Duygusal küntlük

Azalmış duygulanım (İng. reduced affect display), bazen duygusal küntlük, duygusal donukluk veya duygusal uyuşma olarak da bilinir, bireyde azalmış duygusal tepkenlik (İng. reactivity) durumudur. Bu durum, özellikle normalde duygusal tepkiler uyandırması beklenen konular hakkında konuşurken, duyguların sözlü veya sözsüz olarak ifade edilememesi ile karakterize edilir. Bu durumdaki bireylerde, ifade edici jestler nadirdir ve yüz ifadesi veya ses tonlamasında çok az değişiklik vardır.[1] Ayrıca, azalmış duygulanım otizm, şizofreni, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğu,[2][3][4] şizoid kişilik bozukluğu veya beyin hasarının belirtileri olabilir.[5] Ayrıca bazı ilaçların (örneğin, antipsikotikler[6] ve antidepresanlar[7]) yan etkisi olarak da gözlenebilir.

Ancak, azalmış duygulanım apati ve anhedoniden ayrılmalıdır; bunlar açıkça duygusal hislerin eksikliğini ifade eder.

Türleri

Kısıtlı duygulanım

Kısıtlı veya sınırlı duygulanım (İng. constricted affect), bir kişinin duygularını ifade etme yeteneğinde ve duygusal tepkilerinin yoğunluğunda azalma ile karakterize edilir.[8]

Körelmiş ve düz duygulanım

Körelmiş duygulanım (İng. blunted affect), bireyin duygusal ifadesinin kısıtlı veya sınırlı duygulanıma göre daha şiddetli azaldığı, ancak düz duygulanıma göre daha hafif olduğu bir durumdur. "Düz ve körelmiş duygulanım arasındaki fark, duygusal ifade yoğunluğundadır. Düz duygulanımı olan bireylerin hiç veya neredeyse hiç duygusal ifadesi yoktur; genellikle başkalarında güçlü duygular uyandıran durumlara karşı hiç tepki vermezler. Körelmiş duygulanımı olan bireyler ise duygusal ifadelerinin yoğunluğunu belirgin şekilde azaltır".[9]

Yüzeysel duygulanım

Yüzeysel duygulanım (İng. shallow affect), tıbbi terminolojide körelmiş duygulanım (İng. blunted affect) ile eşdeğerdir. Psikopati Kontrol Listesi'nin (İng. Psychopathy Checklist) Faktör 1'inde, yüzeysel duygulanım psikopatinin yaygın bir özelliği olarak tanımlanmaktadır.[10]

Beyin yapıları

Körelmiş duygulanıma sahip şizofreni hastaları, duygusal uyaranlara maruz kaldıklarında fMRI taramalarında farklı beyin aktiviteleri gösterirler. Örneğin, körelmiş duygulanıma sahip olmayan şizofreni hastaları, olumsuz duygusal resimler gösterildiğinde şu beyin bölgelerinde aktivasyon gösterirler: mezensefalon, pons, anterior singulat korteks, insula, ventrolateral orbitofrontal korteks, anterior temporal pole, amigdala, medial prefrontal korteks ve ekstrastriyat görsel korteks. Buna karşılık, körelmiş duygulanıma sahip şizofreni hastaları aynı resimler gösterildiğinde mezensefalon, pons, anterior temporal pole ve ekstrastriyat görsel kortekste aktivasyon gösterirler.[11]

Limbik yapılar

Düz duygulanıma sahip şizofreni hastaları, duygusal uyaranlara tepki verirken limbik sistemlerinde azalmış aktivasyon gösterirler. Körelmiş duygulanıma sahip hastalarda, sinirsel süreçler beynin oksipitotemporal bölgesinde başlar, ventral görsel yol ve limbik yapılar üzerinden geçerek inferior frontal bölgelere ulaşır.[11] Yetişkin hint makaklarının amigdalasına erken yaşta verilen hasar, onların duygusal işlem yeteneklerini kalıcı olarak değiştirir. Amigdalanın hasar görmesi, pozitif ve negatif uyaranlara karşı körelmiş duygusal tepkilere yol açar. Bu etki, hint makaklarında geri döndürülemez; bebeklik döneminde meydana gelen hasar, daha sonraki yaşam dönemlerinde meydana gelen hasarla aynı etkiyi yaratır. Makakların beyni, önemli nöronal büyüme olsa bile, erken dönem amigdala hasarını telafi edemez.[12] Şizofreni hastalarındaki körelmiş duygulanım belirtilerinin, sadece amigdalanın yanıt verememesiyle değil, amigdalanın diğer duygusal işlem bölgeleriyle özellikle amigdala-prefrontal korteks bağlantısında entegre olamamasıyla ilgili olduğuna dair kanıtlar vardır.[13] Limbik bölgedeki hasar, şizofreni hastalarında amigdalanın duygusal uyaranları doğru bir şekilde yorumlamasını engeller, çünkü amigdala ile duygusal işlemle ilişkili diğer beyin bölgeleri arasındaki bağlantı zedelenir.[11]

Beyinsapı

Beyinsapının bazı bölümleri, kişinin çevresinden geri çekilmesi veya disengajman (ilişki kesme) ile karakterize edilen pasif duygusal başa çıkma stratejilerinden sorumludur. Bu durumlar arasında sessizlik, hareketsizlik ve düşük tepkisellik bulunur ve bunlar, körelmiş duygulanımda gözlenenlere benzer özellikler gösterir. Körelmiş duygulanıma sahip şizofreni hastaları, "üzgün" film kesitleri izlerken fMRI taramalarında beyin sapında, özellikle sağ medulla ve sol pons bölgelerinde aktivasyon gösterirler.[14] Aynı zamanda, körelmiş duygulanım teşhisi konmuş şizofreni hastalarında bilateral ortabeyin de aktive olmaktadır. Ortabeynin bu aktivasyonu, duygusal uyaranların algısal işlenmesiyle ilişkili otonom sinir sistemi tepkileriyle ilişkilidir. Bu beyin bölgesi, genellikle çeşitli duygusal durumlarda aktive olur. Körelmiş duygulanıma sahip şizofreni hastalarında ortabeyin ile medial prefrontal korteks arasındaki bağlantı bozulduğunda, dış uyaranlara karşı duygusal tepki eksikliği ortaya çıkar.[11]

Prefrontal korteks

Şizofreni hastaları ve duygusal küntlük yaşayanlar, ketiapin ile başarılı bir şekilde tedavi edildiklerinde, prefrontal kortekslerinde (PFC) aktivasyon görülür. PFC'nin aktivasyonundaki eksiklik, şizofreni hastalarında duygusal işlemenin bozulmasına neden olabilir. Sağlıklı bireylerde, mediyal PFC, dış dünyadan gelen duygusal uyaranlara yanıt verir. Bu bölge, duygusal deneyimleri ve davranışları düzenlemek için limbik yapıdan bilgi alıyor olabilir. Ketiapin ile tedavi edilen ve belirtileri azalan hastalar, sağ mediyal prefrontal girus ve sol orbitofrontal girus dahil olmak üzere PFC'nin diğer bölgelerinde de aktivasyon gösterirler.[14]

Anterior singulat korteks

Anterior singulat korteksin aktivasyonu ile hüzünlü film kesitlerini izlerken hissedilen hüzün duygusunun büyüklüğü arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Bu bölgenin rostral alt kısmı, duygusal sinyalleri algılamakta rol oynayabilir. Bu bölge, duygusal küntlük yaşayan şizofreni hastalarında farklılık göstermektedir.[11]

Tanılar

Şizofreni

Düz ve körelmiş duygulanım (İng. flat affect ve blunt affect), şizofreninin klinik sunumunda ayırt edici bir niteliktir. Bu bireylerde, gözlemlenen sessel ve yüz ifadeleri ile jest kullanımında azalma görülür.[15] Şizofrenide düz duygulanım üzerine yapılan bir araştırma, "düz duygulanımın erkeklerde daha yaygın olduğunu ve mevcut yaşam kalitesinin daha kötü olmasıyla ilişkili olduğunu" ve ayrıca "hastalığın seyrine olumsuz bir etkisi olduğunu" ortaya koymuştur.[16]

Çalışma ayrıca "duygu deneyimi ile ifadesi arasında bir ayrışma" olduğunu bildirmiştir[16], bu da "düz duygulanımın, düzleşmiş yüz ifadesi ve vokal vurgu eksikliği dahil, bireyin gerçek hislerini genellikle gizlediği" önerisini desteklemektedir.[17] Böylece, duygular eksik olmaktan ziyade sadece ifade edilmemiş olabilir. Öte yandan, "duyguların sadece baskılama (İng. repression) değil, gerçek dünyayla temasın kaybından kaynaklanan eksikliği, gözlemciye özel bir 'gariplik' izlenimi verir ... duyguların kalıntıları veya yerini alan ikameler genellikle öfke ve saldırganlık ile ilgilidir".[18] En uç vakalarda, tam bir "duygulanım durumlarından ayrışma" meydana gelir.[19] Bu fikri daha da desteklemek amacıyla, duygu düzenleme sorunlarını inceleyen bir çalışma, şizofreni hastalarının sağlıklı kontrol grubunun yapabildiği gibi duygusal ifadelerini abartamadıklarını bulmuştur. Katılımcılardan bir film sahnesi sırasında sahip oldukları duyguları ifade etmeleri istendiğinde, şizofreni hastaları duygularının davranışsal ifadesinde yetersizlik göstermiştir.[20]

Şizofrenide düz duygulanımın etiyolojisi (neden bilimi ile ilgili) üzerine tartışmalar devam etmektedir. Ancak, mevcut literatürün bir kısmı, dorsal yürütücü (İng. dorsal executive) ve ventral duygusal (İng. ventral affective) sistemlerdeki anormalliklere işaret etmektedir; dorsal hipoaktivasyon ve ventral hiperaktivasyonun düz duygulanımın kaynağı olabileceği ileri sürülmektedir.[21] Buna ek olarak, yazarlar ayna nöron sistemindeki (İng. mirror neuron system) yetersizliklerin de düz duygulanıma katkıda bulunabileceğini, bu eksikliklerin yüz ifadelerinin kontrolünde bozulmalara yol açabileceğini belirtmişlerdir.

Başka bir araştırmada, düz duygulanım sergileyen şizofreni hastalarının konuşma sırasında normal kontrollere kıyasla daha az vurgu yaptığı ve daha az akıcı göründüğü saptanmıştır. Normal denekler kendilerini daha karmaşık bir sözdizimi kullanarak ifade ederken, düz duygulanım sergileyen bireyler daha az kelime ve cümle başına daha az kelime ile konuşmaktadır. Düz duygulanım sergileyen bireylerin üzüntülü ve mutlu anlatılarda bağlama uygun kelime kullanımı, kontrol grubuyla benzerlik göstermektedir. Düz duygulanımın, duygusal işlemlemeden ziyade motor ifade yetersizliklerinden kaynaklandığı oldukça muhtemeldir. Gösterilen duygusal ifadeler etkilenmiş, ancak duyguların öznel, otonom ve bağlamsal bileşenleri sağlam kalmıştır.[22]

Travma sonrası stres bozukluğu

Travma sonrası stres bozukluğunun (TSSB) daha önce depresif duygudurumu, yeniden yaşama ve hiper uyarılma gibi olumsuz duygulara yol açtığı bilinmekteydi. Ancak son dönemlerde, psikologlar TSSB hastalarında körelmiş duygulanım ve olumlu duyguların hissetme ve ifade etme düzeyinde azalma üzerine de yoğunlaşmaya başlamışlardır.[23] Körelmiş duygulanım veya duygusal uyuşukluk, TSSB'nin sonuçlarından biri olarak kabul edilmektedir; çünkü zevk veren etkinliklere olan ilgiyi azaltır (anhedoni) ve başkalarından kopukluk hissi, sınırlı duygusal ifade ve duyguların davranışsal olarak ifade edilme eğiliminde azalma yaratır. Körelmiş duygulanım, TSSB'ye neden olan psikolojik stresli deneyimlerin bir sonucu olarak sıkça gazilerde görülmektedir.[23] Körelmiş duygulanım, TSSB'ye verilen bir yanıt olup, travma sonrası stres bozukluklarının merkezi belirtilerinden biri olarak kabul edilmektedir ve savaş bölgelerinde görev yapmış gazilerde sıkça görülmektedir.[24] TSSB'de körelmiş duygulanım, hastaların hissettiği aşırı anksiyete ile başa çıkmanın bir yolu olarak değerlendirilebilir.[25] Körelmiş duygulanımda, prefrontal korteksin de dahil olduğu devrelerde anormallikler bulunmaktadır.[26][27]

Değerlendirme

Duygudurum ve duygulanım değerlendirmeleri yapılırken, klinisyenin "gösterişli ifadenin kültürel farklılıklar, ilaç kullanımı veya durumsal faktörlerden etkilenebileceğini akılda tutması" önem arz eder;[5] halk ise "arkadaşlarına bu kriteri yüzeysel bir şekilde uygulamaktan kaçınmalıdır, aksi takdirde şizoid ve siklotimik kişiliklerin 'normal' popülasyonumuzda yaygın olması ve hipokondriyaya olan eğilimimiz nedeniyle yanlış yargılarda bulunma ihtimali yüksektir".[28]

Özellikle R. D. Laing, "şizoid, otistik, 'yoksul' duygulanım gibi 'klinik' kategorilerin... diğer kişinin eylemleriyle olan ilişkisi hakkında çıkarımlar yapmak için güvenilir, geçerli, kişisel olmayan kriterler olduğu varsayımına dayandığını; ancak böyle güvenilir veya geçerli kriterler yok" olduğunu vurgulamıştır.[29]

Ayırıcı tanı

Körelmiş duygulanım, tüm zevk duygularının azalması veya kesilmesi durumu olan anhedoni ile büyük benzerlik gösterir (bu durum zevk, mutluluk, eğlence, ilgi ve tatmin duygularını etkiler). Anhedoni durumunda, zevkle ilişkili duygular ya hiç ifade edilmez ya da çok az ifade edilir, çünkü bu duygular gerçekten deneyimlenmez veya azalır. Hem körelmiş duygulanım hem de anhedoni, şizofreninin negatif belirtileri olarak kabul edilir; yani, bu semptomlar bir eksikliğin göstergesidir. Şizofreninin diğer bazı negatif belirtileri arasında irade yitimi, aloji (özellikle bir beyin lezyonu sonucu konuşamama) ve katatonik davranış bulunur.

"Amigdala beynin geri kalanından ayrıldığında, olayların duygusal önemini değerlendirme konusunda belirgin bir yetersizlik ortaya çıkar; bu durum bazen 'duygusal körlük' olarak adlandırılır".[30] Bazı vakalarda, körelmiş duygulanım azalabilir, ancak bunun nedenine dair kesin kanıtlar bulunmamaktadır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Liddle, Peter F. (2007). "Schizophrenia: the clinical picture". Stein, George; Wilkinson, Greg (Ed.). Seminars in General Adult Psychiatry. London: Royal College of Psychiatrists. ss. 167–86. ISBN 978-1-904671-44-2. 
  2. ^ Ackner, B. (1954). "Depersonalisation: I. Aetiology and phenomenology". Journal of Mental Science. 100 (421). ss. 838–853. doi:10.1192/bjp.100.421.838. PMID 13222014. 
  3. ^ Saperstein, J.L. (1949). "Phenomena of depersonalization". The Journal of Nervous and Mental Disease. 110 (3). ss. 236–251. doi:10.1097/00005053-194911030-00005. PMID 18147948. 
  4. ^ Sierra, M.; Berrios, G.E. (2001). "The Phenomenological Stability of Depersonalization: Comparing the Old with the New". The Journal of Nervous and Mental Disease. 189 (9). ss. 629–636. doi:10.1097/00005053-200109000-00010. PMID 11580008. 
  5. ^ a b Sue, David; Sue, Diane M. (2012). "Mental Status Exam". Foundations of Counseling and Psychotherapy: Evidence-Based Practices for a Diverse Society. Hoboken: John Wiley & Sons. ss. 64–6. ISBN 978-1-118-54210-1. 
  6. ^ "Inkling". 14 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  7. ^ Price, Jonathan; Cole, Victoria; Goodwin, Guy M. (Aug 2009). "Emotional side-effects of selective serotonin reuptake inhibitors: qualitative study". The British Journal of Psychiatry. 195 (3). ss. 211–217. doi:10.1192/bjp.bp.108.051110. PMID 19721109.  Geçersiz |doi-access=free (yardım)
  8. ^ Shives, Louise Rebraca (1 Ocak 2008). Basic Concepts of Psychiatric-mental Health Nursing (İngilizce). Lippincott Williams & Wilkins. s. 110. ISBN 9780781797078. 
  9. ^ A. Tasman/W. K. Mohn, Fundamentals of Psychiatry (2011) Section 25.2.3, "The difference between flat and blunted affect is in degree. A person with flat affect has no or nearly no emotional expression. They may not react at all to circumstances that usually evoke strong emotions in others. A person with blunted affect, on the other hand, has a significantly reduced intensity in emotional expression"
  10. ^ Harpur, T. J., Hare, R. D., & Hakstian, A. R. (1989). "Two-factor conceptualization of psychopathy: Construct validity and assessment implications". Psychological Assessment. 1 (1). ss. 6–17. doi:10.1037/1040-3590.1.1.6. KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi (link)
  11. ^ a b c d e Fahim, Cherine; Stip, Emmanuel; Mancini-Marïe, Adham; Mensour, Boualem; Boulay, Luc J.; Leroux, Jean-Maxime; Beaudoin, Gilles; Bourgouin, Pierre; Beauregard, Mario (2005). "Brain activity during emotionally negative pictures in schizophrenia with and without flat affect: An fMRI study". Psychiatry Research: Neuroimaging. 140 (1). ss. 1–15. doi:10.1016/j.pscychresns.2005.06.003. PMID 16143498. 
  12. ^ Bliss-Moreau, Eliza; Bauman, Melissa D.; Amaral, David G. (2011). "Neonatal amygdala lesions result in globally blunted affect in adult rhesus macaques". Behavioral Neuroscience. 125 (6). ss. 848–58. doi:10.1037/a0025757. PMC 3313682 $2. PMID 21988521. 
  13. ^ Anticevic, A.; Repovs, G.; Barch, D. M. (2011). "Emotion Effects on Attention, Amygdala Activation, and Functional Connectivity in Schizophrenia". Schizophrenia Bulletin. 38 (5). ss. 967–80. doi:10.1093/schbul/sbq168. PMC 3446234 $2. PMID 21415225. 
  14. ^ a b Stip, Emmanuel; Fahim, Cherine; Mancini-Marïe, Adham; Bentaleb, Lahcen Ait; Mensour, Boualem; Mendrek, Adrianna; Beauregard, Mario (2005). "Restoration of frontal activation during a treatment with quetiapine: An fMRI study of blunted affect in schizophrenia". Progress in Neuro-Psychopharmacology and Biological Psychiatry. 29 (1). ss. 21–6. doi:10.1016/j.pnpbp.2004.08.015. PMID 15610941. 
  15. ^ Marder, Stephen R.; Galderisi, Silvana (February 2017). "The current conceptualization of negative symptoms in schizophrenia". World Psychiatry (İngilizce). 16 (1). ss. 14–24. doi:10.1002/wps.20385. PMC 5269507 $2. PMID 28127915. 
  16. ^ a b Gur, R. E; Kohler, C. G; Ragland, J D.; Siegel, S. J; Lesko, K.; Bilker, W. B; Gur, R. C (2006). "Flat Affect in Schizophrenia: Relation to Emotion Processing and Neurocognitive Measures". Schizophrenia Bulletin. 32 (2). ss. 279–87. doi:10.1093/schbul/sbj041. PMC 2632232 $2. PMID 16452608. flat affect was more common in men and was associated with worse current quality of life"..."an adverse effect on course of illness"..."dissociation between reported experience of emotion and its display 
  17. ^ Snyder, D. K.; Whisman, M. A. (2003). Treating Difficult Couples. s. 154. blunted affect, including flattened facial expressiveness and lack of vocal inflection ... often disguises an individual's true feelings. 
  18. ^ Fenichel, Otto (1946). The Psychoanalytic Theory of Neurosis. London. ss. 445–6. 
  19. ^ Symington, Neville (2003). Narcissism: A New Theory. London. s. 122. 
  20. ^ Henry, Julie D.; Green, Melissa J.; de Lucia, Amber; Restuccia, Corinne; McDonald, Skye; O'Donnell, Maryanne (1 Eylül 2007). "Emotion dysregulation in schizophrenia: Reduced amplification of emotional expression is associated with emotional blunting". Schizophrenia Research (İngilizce). 95 (1). ss. 197–204. doi:10.1016/j.schres.2007.06.002. ISSN 0920-9964. PMID 17630254. 
  21. ^ Lee, Jung Suk; Chun, Ji Won; Yoon, Sang Young; Park, Hae-Jeong; Kim, Jae-Jin (1 Ocak 2014). "Involvement of the mirror neuron system in blunted affect in schizophrenia". Schizophrenia Research (İngilizce). 152 (1). ss. 268–274. doi:10.1016/j.schres.2013.10.043. ISSN 0920-9964. PMID 24268934. 
  22. ^ Alpert, Murray; Rosenberg, Stanley D.; Pouget, Enrique R.; Shaw, Richard J. (2000). "Prosody and lexical accuracy in flat affect schizophrenia". Psychiatry Research. 97 (2–3). ss. 107–18. doi:10.1016/S0165-1781(00)00231-6. PMID 11166083. 
  23. ^ a b Kashdan, Todd B.; Elhai, Jon D.; Christopher Frueh, B. (2007). "Anhedonia, emotional numbing, and symptom overreporting in male veterans with PTSD". Personality and Individual Differences. 43 (4). ss. 725–735. doi:10.1016/j.paid.2007.01.013. PMC 2084052 $2. PMID 18769508. 
  24. ^ Amdur, Richard L.; Larsen, Randy; Liberzon, Israel (2000). "Emotional Processing in Combat-Related Posttraumatic Stress Disorder". Journal of Anxiety Disorders. 14 (3). ss. 219–38. doi:10.1016/S0887-6185(99)00035-3. PMID 10868981. 
  25. ^ Muenzenmaler, Kristina; Castille, Dorothy M.; Shelley, Anne-Marie; Jamison, Andrea; Battaglia, Joseph; Opler, Lewis A.; Alexander, Mary Jane (2005). "Comorbid Posttraumatic Stress Disorder and Schizophrenia-PTSD is particularly difficult to diagnose with schizophrenia, and the issues surrounding treatment of this comorbidity are addressed in". Psychiatric Annals. 35 (1). ss. 50–6. ISSN 1938-2456. OCLC 27724748. 
  26. ^ Panksepp, Jaak, (Ed.) (2004). Textbook of Biological Psychiatry. New Jersey: John Wiley & Sons. ISBN 978-0-471-43478-8. [sayfa belirt]
  27. ^ Shin, L. M.; Rauch, SL; Pitman, RK (2006). "Amygdala, Medial Prefrontal Cortex, and Hippocampal Function in PTSD". Annals of the New York Academy of Sciences. 1071 (1). ss. 67–79. Bibcode:2006NYASA1071...67S. CiteSeerX 10.1.1.523.5686 $2. doi:10.1196/annals.1364.007. PMID 16891563. 
  28. ^ Berne, Eric (1976). A Layman's Guide to Psychiatry and Psychoanalysis. Penguin. s. 207. 
  29. ^ Laing, R. D. (1969). Self and Others. Penguin. s. 128. 
  30. ^ Daniel Goleman, Emotional Intelligence, p. 15